Kabul ve Şefkat

Algı  Psikodrama & Kişisel Gelişim ve Psikolojik Danışma Merkezi

Hayattaki korkularımız acaba neden varlar?

Bizdeki neyin varlığı ya da yokluğu korkularımızı oluşturuyor? Daha da önemlisi korkularımızla ne yapıyoruz?

Bazılarıyla baş etmeye çalışıyoruz, bazılarından kaçıyoruz, bazıları hiç yokmuş gibi bizi hiç korkutamazmış gibi davranıyoruz. Bunları uzun süre yapmak biraz tehlikeli bir hal alabiliyor. Çünkü farkında olmadan kendi içimizde bir büyüklenme yaratıyoruz “Ben bir şeyden korkmam” diyerek korkma hakkını bile vermiyoruz kendimize. İnsan olma fırsatını kaçırıp Tanrı olmaya çalışıyoruz korkularımıza dokunmamak için.

Tüm bunlar baktığımızda yorucu savunma mekanizmaları ve aslında gerçek de değil. Çünkü insanız ve insan olmak korkuyu barındırır. Korktukça, korkuyu kabul ettikçe insan olduğumuzu kabule de bir adım daha yaklaşabiliriz.

Bunu biraz açmak istiyorum çünkü genel anlamda korkularımıza dokunma konusunda bir dirence sahip olduğumuzu görüyorum. Korkuya dokunmak demek korkulanın başa gelmesi anlamına geliyor çoğumuz için. Olabilir, korkulan da başa gelebilir ama burada hep birlikte sizinle sorgulamak istiyorum korkularımıza karşı olan tavrımızı.

Neden korkarız korkularımıza dokunmaktan?

İç içe geçiyor sorular farkındayım ama bir de bu boyutu var yaşananın. Korktuğumuzu biliyoruz da o korku büyümesin, büyüyüp bizi yemesin diye hiç oralı olmuyoruz. Korkmuyormuş gibi yapıyoruz. Elbette biz böyle kendimizi kandırırken korkunun da eli kolu bağlı durmuyor; içten içe yemeye devam ediyor bizi.

Çok mutluyum benim bir sorunum yok diyerek devam ediyoruz hayatımıza ama mutsuz anlarımız artıyor, tedirginliklerimiz çoğalıyor belki korktuklarımız başımıza gelmeye başlıyor yavaş yavaş. Biz korkularımızla arayı açmaya devam ettikçe de artıyor bu durum.

Çözüm?

KABUL VE ŞEFKAT

Korkularımıza karşı sihirli denebilecek kadar etkili, içimizde dalga dalga değişim meydana getirebilecek olan ilk adım KABUL. Korkumuzu, korkabileceğimizi, korkmaya hakkımız olduğunu kabul. İnsan olduğumuzu kabul.

Sonra?

Sadece kabul etmekle olmuyor elbette, gerçek bir kabul olabilmesi için ŞEFKAT de gerekiyor.

Eğer görmeyi bilirsek her korkumuzun altında bir kaçınma hali olduğunu farkedebiliriz. Ne olmaktan korkuyorsak ondan uzak durmaya calışırız. Güçsüz olmaktan korkuyorsak güçsüz insanlardan uzak durmayı tercih ederiz ve tabi farkında olmadan kendimizden de uzaklaşırız. Parasız olmaktan korkuyorsak parasız insanlarla olmak istemeyiz ve elbette kendi parasız hallerimizden de kaçarız. Bu denklem her korkumuz için geçerlidir. Özetle bir döngüdür bu; korkmak, kaçınmak ve daha fazla korkmak.

Şimdi tekrar soruyorum, hayattaki korkularımız neden varlar?

Kendimizi her şeyimizle sevip kabul edebilmemiz için. Sadece iyiyi sevmek kolaydır, ama ne kadar gerçektir? Olmaktan korktuğumuz hallerimizi kabul edip sevmek hayatımızı dönüştürebilecek bir etkiye sahiptir. Güçsüz, başarısız, utandıran, yanlış hallerimizi sevmek, anlamak, kabul etmek. Sevmek böyle bir şeydir.

Ve bu anlamda korkularımız bize bizi olduğumuz gibi sevmeyi öğretmek için vardır. Kabul edip sefkat gösterdikçe daha gerçek ve daha insan oluruz.

Korkun, kabul edin ve şefkat gösterin.

Paylaşın:

Etiketler:

Sayfa Yorumları (0)
  • ...

Yorum Ekleyin