Çocuğunuza Ektiğiniz Tohumlar

Algı  Psikodrama & Kişisel Gelişim ve Psikolojik Danışma Merkezi

Çocuğunuzla ilişkinizde yaşananlar onun davranış kalıplarının ve kişiliğinin büyük bir kısmını oluşturur. Bu nedenle birlikte deneyimlediğiniz her şey onun iç dünyasına atılan bir tohumdur aslında. Ve bu bilgi ebeveynler olarak sizlere ciddi bir sorumluluk yükler. Ona mutlu, huzurlu ve rahat bir gelecek hazırlamaya çalışırken bir yandan da iyi ve güçlü bir insan olması için çabalamak fazlasıyla emek ve sabır gerektirir. Bu gerçekten zor bir iş…

Onu istediğiniz doğrultuda nasıl yetiştireceğinizi ve ona nasıl davranacağınızı sürekli ölçüp tartmak kafa karışıklığı, bıkkınlık, tahammülsüzlük ve bazen de suçluluk duyguları arasında bırakabilir sizi. Bu duygulara çarpıp durduğunuzda bir süre sonra onunla karşılıklı iletişim kurmakta zorlanmaya başlayabilirsiniz.
Aranızda oluşan iletişimsel engeller genellikle onu dinlerken verdiğiniz tepkilerden kaynaklanır. Çocukları dinlemek her zaman kolay değildir. Onu dinlediğinizi, onunla konuştuğunuzu zannederken bazı problemler ortaya çıkabilir. Çocuğunuzla iletişiminizde onu en olumsuz etkileyen tepkiler; yargılayıcı ve suçlayıcı içerikte olanlardır.

Aşağıdaki cümleleri ne sıklıkta kullandığınızı düşünün…

“Her zaman sorun çıkarıyorsun”
“Saçma sapan sorular soruyorsun”
“Çok fazla yiyorsun, şişkosun”
“Çirkinsin”
“Senin yüzünden oldu”
“Arkadaşına böyle davrandığın için utanmalısın”
“Ne biçim davranıyorsun sen kardeşine”
“Bebek gibi davranmayı bırak”
“Sen nereden bileceksin”
“Bir işi beceremedin”
“Sus, kapa çeneni, kes sesini”
“Git başımdan, beni rahat bırak”

Bu cümleler size söylenmiş olsaydı ne hissederdiniz?

Muhtemelen niyetiniz onun iyi kalpli, akılı, başarılı, toplum normlarına uygun bir insan olması yönünde… Ancak bu niyeti gerçekleştirirken çocukla ilgili negatif yüklü kelimeler ağızdan öylece çıkabiliyor. Onun kalbini ve zihnini olumsuz tohumlarla bu kadar doldurduktan sonra kendisine pozitif bir dünya yaratmasını beklemek sizce de çelişkili değil mi? Bir de bunlara cezalar, fiziksel şiddet ya da yüksek ses tonu eşlik ediyorsa, o çocuktan iyi bir sonuç beklemek tamamen hayal olacaktır.

Anne babasının –onun için en önemli insanlar olan anne babasının- kendiyle ilgili olumsuz düşüncelere sahip olduğunu gören çocuk kendini suçlu hissedecek, kendine saygı duymayı öğrenemeyecek, potansiyeline ve gücüne hiçbir zaman inanmayacaktır.

Siz onu ne kadar seviyor olsanız da yargılayıcı ve suçlayıcı ifadeler yüzünden sizin tarafınızdan bir türlü kabul edilemediğini, sevilmediğini düşünecek.

Günden güne bunu genelleyecek ve içinde “Benim sevilecek bir tarafım yok” inancı büyütecek…

Kendiyle ilgili olumsuz duygular içinde kalan bir çocuğun dış dünyaya verdiği tepkiler ve davranışları nasıl olur sizce?

Saldırganlık, kendine/başkalarına zarar verme, içe kapanma, utangaçlık, gece korkuları, kaygı bozuklukları, altını ıslatma…

Liste çoğaltılabilir.

Çocuğunuzun kişiliği ve kendiyle ilgili algısı sizden aldığı olumlu/olumsuz geribildirimlere göre mayalanır. Ancak unutmayın siz insansınız ve hata yapmanız çok doğal. Sevgi ise evrendeki en büyük iyileştirici güçtür. Hatalar, pişmanlıklar ve suçluluk duygularına saplanmak yerine, ona gerçekten sevgi göstermenin büyüleyici etkisini deneyimleyebilirsiniz. Şimdi karar sizin. Çocuğunuzun iç dünyasına hangi tohumları ekmek isterdiniz?

Paylaşın:

Etiketler:

Sayfa Yorumları (0)
  • ...

Yorum Ekleyin