Güvensizlik Nasıl Oluşur?

Algı  Psikodrama & Kişisel Gelişim ve Psikolojik Danışma Merkezi

“Yapamayacağım, beceremiyorum, hata yapıyorum, eksik yapıyorum, başaramıyorum, işe yaramaz biriyim, hiçbir şeyi hak etmiyorum, bunların suçlusu benim” gibi düşünce kalıpları kişiyi bir kara kuyunun içine çeker. İçinde var olan tüm potansiyeline gölge düşürür. Hayal gücü ve yaratıcılık kapasitesine kilit vurur. İşlevsizleştirir. Kişi bu inançlardan dolayı yapamaz hale gelir, yapamadıkça bu inançlar kuvvetlenir, bir kısır döngü gibi. En sonunda kendine inanmayan, kendini küçümseyen ve durmadan eleştiren bir benlik oluşmuş olur. Sürekli kendini döven kişi tüm bitkinliğine rağmen bir de yaşamla savaşa girer. Çünkü içinde filizlendirdiği kara tohumlar hızla büyüyerek yaşama sevgisini ve inancını zehirlemiştir. Yaşamda var olan her şey kişi tarafından tehdit olarak algılanmaya başlar.

Oysa “yaşamla savaşmak” yapılacak olan en anlamsız eylemdir. Çünkü bu bir yanılsamadır. Kişi yaşamın berbat olduğunu, insanların kötü olduğunu, güvende olmadığını, önlem alması gerektiğini söyleyip durarak yaşama savaş açsa da esas savaşı kendisiyle vermektedir. İçinde büyüttüğü siyahlık tüm benliğine yayılarak yaratıcılığını ve yapabilme gücünü ele geçirdiği gibi bir de gözlerinin önüne inerek hayatı “kötü ve savaşılması gereken bir yer” olarak gösterir. Böyle bir hayat her zaman pis kokacak, her zaman rahatsız hissettirecektir.

O kara tohumlar çok yüksek olasılıkla çocukluk döneminde, bebeklikte hatta belki de anne karnında atıldılar oraya ve yaşam yolunda ilerleyebilmenin en önemli koşullarından biri olan temel güven duygusunu zedelediler.

Güven, kişinin yaşamda yürümesini, koşmasını, durmasını sağlayan ayakları gibidir. Bir ayak ‘kendine güven’ i diğeri ise ‘dış dünyaya güven’ i temsil eder. Zihinde dönüp duran kara düşünceler yüzünden güven duygusu hasar görür ve amansız savaş başlar.

Şimdi bu öldürmeyen ama süründüren savaşı sonlandırmanın vakti gelmedi mi? Yaşamla birlik içinde akıp gitmek, onun düşmanı değil parçası gibi hissetmek daha güzel gelmiyor mu?
Öncelikle zihninizde dönüp duran ve sizi günden güne eriten düşünce kalıplarınızı bularak işe başlayabilirsiniz. Onlar varlar, oradalar ve size zarar veriyorlar. Varlıklarını görün. Sizin dışınızda, sizden bağımsız, kontrolsüzce bağırıp duruyorlar. Gerçek gibi algıladığınız bu durumu değiştirebilirsiniz. O siyahlığı kökünden kavrayarak söküp atabilecek güce sahipsiniz.

Düşüncelerinizi değiştirmek ve yaşamınızı dönüştürmek tamamen sizin kontrolünüzde. Kendinizi dövmek yerine, enerjinizi içinizdeki tozlanmış güzelliği parlatmakla harcamayı seçebilirsiniz.

Paylaşın:

Etiketler:

Sayfa Yorumları (0)
  • ...

Yorum Ekleyin