'KORONAVİRÜS YÜZÜNDEN EVE HAPSOLDUM'DÜŞÜNCESİ

'KORONAVİRÜS YÜZÜNDEN EVE HAPSOLDUM'DÜŞÜNCESİ

“Koronavirüs Yüzünden Eve Hapsoldum” Düşüncesi
Ülkemizde insanların bir kısmı “evde kal” çağrılarına kulak asmazken birçoğu da evde kalarak hem kendilerini korumakta hem de ülkemizdeki koronavirüs yayılımını önlemek adına katkı sağlamaktadırlar.
Koronavirüs’ten en çok 65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı olan bireylerin etkilenmesi nedeniyle ilk günden beri bu kişilerin evden çıkmasının oldukça sakıncalı olduğu vurgulanmıştır. Birçok insanın bunu dikkate almasına rağmen bir kısım insan da “bana bir şey olmaz” düşüncesi ile sokaklara çıkmaya devam etmiştir. Bu nedenledir ki 21 Mart Cumartesi günü 65 yaşın üstündekilere ve kronik rahatsızlığı olanlara devlet tarafından sokağa çıkma yasağı ve çıkan kişilere de 3 bin 150 TL para cezası getirilmiştir.
Ayrıca virüsün yayılma hızının artması halinde tüm ülkede sokağa çıkma yasağı getirileceği söylentileri de halk arasında dolaşmaktadır. Bu da insanlarda yalnız kalma, eve hapsolma, yiyecek içeceğe erişememe ve ekonomik sıkıntı çekme korkularını uyandırmaya başlamıştır. Bu korkular da beraberinde depresyonu, anksiyeteyi ve panik atakları getirmekte, insanlar bu problemlerle başa çıkmakta zorlanmaktadırlar.
Evin içerisinde uğraş bulmakta ve rahatlamakta zorlanan insanlar evde boğuluyor gibi hissedip çareyi kendilerini dışarı atmakta bulurlar. Evde durmak, yeni şeyler üretmemek, koşturma içerisinde olmamak, hapsolmak gibi duygular birçok kişiye ölümü çağrıştırdığından dolayı kişiler kendilerine bazen durmaları gerektiğini hatırlatmakta zorlanırlar. Durdukça ölüme yaklaştıklarını düşünürler. Dışarıda yürüyüş yapmak, koşturma halinde olmak, yeni insanlar ve yerler görmek kişilere hayatta olduklarını, hala işe yarayabildiklerini, kendi başlarına hareket edebildiklerini hatırlatır, kendi içlerindeki korkulara dönmelerini engelleyip dışa yönelmelerini ve akıllarını dağıtmalarını sağlar.
Evin içerisinde kalmak zorunda hisseden bu tür kişilerin evin içerisinde nasıl rahatlayabileceklerini ve zaman zaman durmaya herkesin ihtiyacı olduğunu fark etmeleri gerekmektedir. Havaların fena gitmediği bu günlerde balkonlarda çay-kahve keyfi yapmak, güneş alan aydınlık bir odada rahatlatıcı müzikler eşliğinde kitap okumak, günlük tutmak, ruhumuza iyi gelecek film ve diziler izlemek, neşeli arkadaşlarla telefonda veya görüntülü sohbetler yapmak, örgü örmek, evin dizaynını değiştirmek, mobilya boyamak, tadilat yapmak, kara kaleme başlamak, yeni yemek tarifleri denemek, evde egzersizler yapmak, müziği açıp dans etmek, masa oyunları oynamak, eski albümleri kurcalamak, temizlik yapmak, puzzle yapmak, müzik aleti çalmak gibi birçok etkinlik rahatlamaya, biraz olsun gündemden uzaklaşmaya yardımcı olacaktır.
Evde kalmak hem kişinin kendisi hem de tanıdığı tanımadığı çevresindeki herkes için daha güvenlidir. Evde kalma gerekliliğinin hapis olarak algılanması kişinin kendisine zarar vermektedir. Bunun yerine evde kalmanın güvenli olduğunu fark edip bu zamanı keyifli hale getiren kişiler süreçten psikolojik ve fiziksel olarak daha az etkilenecektir. Fiziksel olarak kişi kendisini ne kadar korursa korusun, bağışıklık sistemi psikolojik sağlamlıkla doğru orantılıdır. Bu nedenle stresten olabildiğince uzak kalmak en büyük gerekliliktir. Stesle baş etmekte zorlanan kişilerin de psikolojik destek almaları oldukça önemlidir. Ben de stresle, depresif ve kaygılı ruh haliyle başa çıkmakta zorlanan kişilere memnuniyetle destek olmak isterim. Sağlıklı günler dilerim…

Paylaşın:

Etiketler:

Sayfa Yorumları (0)
  • ...

Yorum Ekleyin