Küçük İmparator Sendromu

Küçük İmparator Sendromu

Kral veya kraliçe çocuk veya küçük imparator (Little Emperor) sendromu benmerkezci ve aşırı şımartılmışçocuklar için kullanılan bir tabirdir. Kendisi için her ne kadar zararlı olsa da ne zaman ne yiyeceğine daima çocuğun karar verdiği; diğer aile bireylerinin ne yapacağını veya tatile nereye gidileceğini ya da televizyonda hangi programın açık olması gerektiğini daima çocuğun belirttiği gibi örnekleri olabilen bir aile düzeninde her şeyi sadece çocuğun belirlediği ve düzenlediği şekilde yapılması durumu olarak tanımlanabilir. Kısaca küçük imparator çocuk aile bireylerinin ve kendisinin neler yapacağına karar verir, kuralları o koyar, hükmeder ve yönetir.

Bu sendromu yaşayan çocuklar hangi koşulda ve nerede olurlarsa olsunlar sadece kendi isteklerinin yapılmasını talep ederler. Durumları, koşulları veya karşıdaki diğer bireylerin varlığından tamamen bağımsız olarak sadece ve sadece kendi istekleri ön plandadır. Duyguları deneyimleme, kontrol etme ve düzenleme becerileri ile kendilerini başkalarının yerine koyma becerilerini geliştirememişlerdir. Hüsran veya hayal kırıklığı yaşamaya; isteklerinin gerçekleşmeme durumlarına dair toleransları oldukça düşüktür. Sabırsızdırlar ve beklemeye tahammülleri yoktur.

İsteklerinin yapılmasının mümkün olmadığı veya anında yapılmadığı durumlarda büyük hayal kırıklığı yaşayarak ağlama veya öfke krizleri yaşayabilirler. Başkalarının, özellikle de anne babalarının zayıflıklarının farkındadırlar ve bu farkındalığı davranışları manipüle etmekte kullanırlar. Örneğin, anne babalarının başkalarının ne düşüneceğini ev dışı ortamlarda daha fazla dikkate aldıklarını bilen çocuklar, bu durumu sıklıkla manipülatif şekilde kullanırlar. Özellikle alışveriş merkezlerinde sık sık gözlemlenen öfke veya ağlama krizi geçiren çocuklar, anne babaların başkalarının bakışlarından rahatsızlık duyduğunu ve bu sebeple de isteklerini kolayca yerine getireceğini bilmekte ve bu durumu kullanmaktadırlar.

Hangi yaş döneminde görülür?

Bu sendrom çocukların dil gelişimiyle birlikte kendilerini ifade etmeye başladıkları dönemden itibaren görülmeye başlamakta ve çocuğun tamamen bireyselleşmesine kadar devam edebilmektedir. Sendromun görülmeye başlanması, sıklığı ve süresi ailelerin genel tutumlarıyla doğru orantılıdır. Bir başka deyişle bu sendromun görülmesi ailelerin genel ebeveyn tutumları ile doğrudan ilişkilidir. Aile tutumlarında ne derece tutarsız ve belirsiz davranıyorsa sendrom da o doğrultuda görülmeye devam edecektir.

Hangi duygu ya da düşünceler çocuklarda böylesi bir davranış biçimine sebep oluyor?

Anne ve babalar kısıtlamayı veya sınır koymayı olumsuz bir durum olarak görebilmekteler. Çocuklarının zarar görmesinden veya üzülmesinden korkmaktadırlar. Modernleşen dünyada teknolojinin de gelişmesiyle aileler çocuk yetiştirmeye dair çok fazla bilgiye kolayca ulaşabiliyor. Bu bilgilerin bir kısmı çok keskin neden sonuç ilişkilerinin kurulmasına neden oluyor ve yanlış bir şey yapmış olmak korkusu veya çocuğu incitebilme korkusuyla anne ve babalar sınır koymaktan veya çocuğu kısıtlamaktan kaçınabiliyorlar. Bunun dışında bir telafi sendromu durumu da söz konusu… Geçmişinde kısıtlanması veya imkansızlıklar nedeniyle çocuğu için en iyisini isteyen anne babalar kaynakları sınırsız şekilde çocuklarına sunabiliyorlar. Bir başka motivasyon ise özgüven geliştirme isteği… Ancak burada özgüvenli olmak bir birey olarak değer görmek ile her isteğin sorgusuz sualsiz geçekleşmesi birbirine karışıyor. Şöyle örnek vermek gerekirse, geçmişte katı ataerkil aile düzeninde sadece en büyük aile bireylerinin istekleri ve koydukları kuralların geçerli olduğunu biliyoruz. Modernleşen dünyada madalyonun bu yüzünde sadece küçük aile bireyinin istekleri ve kuralları geçerli olmuş oluyor. Burada önemli olan ailedeki her bir aile bireyinin fikrinin alındığı demokratik bir aile düzeninin oluşturulması, dengenin sağlanmasıdır.

Kral/Kraliçe çocukların ailelerinin ortak özellikleri nelerdir?

Küçük imparator sendromu;  modern, orta üstü veya yüksek sosyo ekonomik düzeydeki ailelerde daha fazla gözlemlenmektedir. Bazı kaynaklar tek çocuk sahibi ailelerde daha yoğun şekilde gözlemlendiğini belirtse de birden fazla çocuğu olan ailelerde de gözlemlenebilmektedir.

Böyle ailelerde çocuklar gereğinden fazla dikkati üzerlerinde toplamaktadır. Anne babaların genel arzusu kendilerinin faydalanamadıkları veya ulaşamadıkları deneyimleri çocukların yaşaması yönündedir. Bu şekilde anne babalar, kendi isteklerine ulaşamama durumunu çocuklarının her isteklerini yerine getirerek telafi etmektedirler. Bu telafi etme durumu alınan giysiler, oyuncaklar, özel dersler (yabancı dil dersleri, müzik dersleri, spor dersleri, sanatsal aktiviteler vb) gibi alanlarda yoğun şeklide ortaya çıkmaktadır. Çocukların kendi yeteneklerini keşfetmelerine çok da fırsat verilmeden onların yerine seçilen aktiviteler, temelde anne babaların kendi geçmişlerinde ulaşamadıkları imkanlara çocuklarının ulaşmalarını sağlamakta; dolayısıyla da geçmişlerindeki eksikliği telafi etmeye çalışmasıyla da çocuklar üzerinde bir baskı ortamının oluşmasına neden olmaktadır.

Çocuklar aile için hırs kaynağıdır, çocuğun olası bir hatası aileler tarafından dışarıya atfedilme eğilimindedir. Örneğin evde her isteğinin gerçeklemesine alışmış, okulda da sürekli isteklerinin yapılmasını bekleyen ve bu nedenle davranış problemleri olan bir çocuk için aile öğretmenleri suçlama eğiliminde olabilir.

Hangi hatalı tutum ve davranışlar Küçük İmparator Sendromu’na neden olur?

Helikopter ebeveynliğin bir ürünü olduğu bilim uzmanlar tarafından söylenmektedir. Hatırlatmak gerekirse helikopter ebeveynlik yaklaşımını benimseyen aileler çocuklarını kesinlikle yalnız bırakmazlar ve 7/24 kendi çocuklarından bahsederler. Çocuklarına aşırı odaklı, aşırı koruyucu ve kontrolcü olabilmektedirler. Çocuklarının yapabileceği sorumlulukları çocuklarının yerine gerçekleştirmektedirler. Böyle anne babalar çocuklarının kendilerinden ayrı bir birey olduğunu görmekte zorlanmakta ve sağlıklı şekilde ayrışma yaşama konusunda güçlük yaşamaktadırlar. Örneğin çocuğun karnı ağrıdığında “karnımız ağrıyor” veya sınavı olan çocuk için “sınavımız var demekte ve çocukları ile aşırı bütünleşmektedirler. Oysaki karın ağrısı veya sınav sadece ve sadece çocuğa aittir.

Sınırların iç içe olduğu, hatta bazen hiç olmadığı, tutarsız ve net tutumların olmadığı aile düzenlerinde küçük imparator sendromunun görülebilmektedir. Özellikle geniş aile bireylerin de çocuk yetiştirme süreçlerine dahil olduğu düzenlerde bu sendromun ortaya çıkma ihtimali artabilmektedir. Şöyle ki her bir aile bireyinin farklı sınırlar belirlediği veya birbirinin koyduğu kuralı yok saydığı durumda çocuk nasıl davranması gerektiğine ilişkin kafa karışıklığı yaşayacaktır. Bunun dışında özellikle büyük aile bireyleri tarafından “torun şımartma” niyetiyle her isteğinin gerçekleştiği bir ortamda büyüyen çocuğun bu sendromu yaşama ihtimali artacaktır. Şunu da belirtmek gerekir ki zaman zaman çocukların şımartılmaya da ihtiyacı vardır. Ancak bu şımartılma durumu süreklilik arz etmemeli, dozunda gerçekleşmeli ve var olan sınırın veya kuralın yok sayılmasına neden olmamalıdır.

Böylesi bir duygu durumundaki çocukların ileriki dönemde sosyal ilişkileri nasıl etkilenir?

Küçük imparator sendromu deneyimleyen bir çocuk sosyalleştiği alanlarda sorunlar yaşayabilmektedir. Her istediğine anında ulaşan, sınırsız ve kuralsız şekilde büyümüş, ertelemeyi ve beklemeyi öğrenememiş bir çocuk olarak sosyal ortamlara uyum sağlamada zorlanabilir. Bu durum dışlanma tehlikesini de beraberinde getirecektir. Öte yandan kendi gerçekliği ile sosyal dünyanın gerçekliğinin örtüşmediğini fark ettiğinde ciddi hayal kırıklığı yaşayabilir. Bir başka tabirle gerçek dünyayla yüzleştiğinde, her istediğine her koşulda gerçekleşmediğinin farkına varması çocuk için yıkıcı olacaktır.

Akran ilişkilerinde hatta ilerleyen zamanlarda romantik partnerleriyle olan ilişkilerinde sorun yaşa ihtimalleri artacaktır. Sürekli talepkar olan bu çocuklar bağımlı ilişkiler sürdürmeyi isteyebilir, bu durum ikili ilişkilerde çatışmalarla sonuçlanabilir. Bu çocuklar duygularını yaşamakta ve duygularını düzenlemekte güçlük çekerler ve kendi sorumluluklarını üstlenmekte zorlanırlar.

Uzm. Psk. Emine KAYA BİCAN

Paylaşın:

Etiketler:

Sayfa Yorumları (0)
  • ...

Yorum Ekleyin