YENİ BİR BAŞLANGIÇ: OKULA UYUM

YENİ BİR BAŞLANGIÇ: OKULA UYUM

Yeni bir başlangıç olarak okula başlama veya bir başka deyişle bir çok bilinmezin olduğu bir ortama adım atma çocukların mizacına bağlı olarak farklı davranış örüntüleriyle sonuçlanabilmektedir. Bazı çocuklar değişime ve gelişime hızlı şekilde uyum sağlarken bazı çocukların ortama uyum sağlaması için biraz daha zamana ihtiyacı olabilir. Bu süreçte çocukları tanımak ve onların ihtiyaçları doğrultusunda onlara rehberlik etmek gerekmektedir. Burada unutulmaması gereken en önemli unsur her çocuğun biricik olduğudur. Her çocuk kendine özgüdür, dolayısıyla da her çocuğun gelişim hızı ve şekli de kendine özgüdür. Bu nedenle hiçbir çocuğun uyum süreci ile ilgili zaman biçmek, ya da çocukları bu anlamda kıyaslamak doğru değildir. Uyum sürecine dair beklentiye girdiğiniz sürece; “Benim çocuğum neden hala tam uyum sağlayamadı?” sorgusu içine girersiniz. Bu beklenti anne ve babaları sabırsızlığa sürükler. Bu nedenle en önemli yapı taşlarımızdan biri sabırlı olmak ve çocuğa alışması için zaman tanımaktır!
Okula uyum sürecinde anne babaların davranışları, adaptasyon sürecini kolaylaştırmakta ve çocukların kaygılarını azaltmaktadır. Bu bağlamda okul adaptasyon sürecinde ebeveynlerin dikkat etmesi, süreci kolaylaştıran bazı unsurlar şu şekildedir:

Öncelikle kaygılı anne-babaların çocukları da kaygılıdır:Anne ve babalar çocuklarını uzun sürelerde tek başlarına bıraktıkları yeni ortamla ilgili haklı olarak endişe duyarlar. Çünkü çocukları tüm gün tanımadıkları insanların elinde onların kontrollerinin dışında vakit geçirmektedir. İlk olarak bu sürece dair kaygıların en az düzeye indirgenmesi, çocuklarına bu kaygının aktarılmaması için oldukça önem taşımaktadır. Anne ve babaların kaygısı kendi mimikleri ve jestleri vasıtasıyla çocuklara aktarılmakta ve dolayısıyla da çocuklardaki kaygı düzeyini arttırmaktadır. Kaygının, farkında olmadan yüze (mimikler) ve davranışlara yansıması yeni bir ortama başlangıç yapan çocukların korkusunu tetikleyebilmekte ve güven duygusunu sarsabilmektedir. Çocuklar en çok güven duydukları kişiler olarak anne ve babalarının hiç güven duymadıkları, onları bırakırken tedirgin bir tavır sergiledikleri bir ortama güvenmekte zorlanacaklardır. Bu süreçte anne ve babaların kurum seçerken kafalarındaki tüm sorulara ilişkin cevapları bulmaları (okul sürecinde neler yapıldığı, eğitimsel sürecin nasıl ilerlediği, yemek ve uyku gibi öz bakım süreçlerinin nasıl işlediği, ödül ve ceza sisteminin olup olmayışı vb), kaygı düzeylerini düzenlemede onlara yardımcı olacak, dolayısıyla anne babaların çocuklarını okula bırakmada kendilerinden emin şekilde hazır olmalarını sağlayacaktır.
Tutarlılık: Okula devam konusunda ebeveynlerin tutarlı, kararlı ve net olması gerekmektedir. Adaptasyon döneminin sağlıklı gerçekleşmesi için okula ara verilmeden, okula zamanında gidilerek devam edilmesi çocukların okul rutinine alışmasını kolaylaştıracaktır. Bu nedenle anne ve babaların da çocuklardan ayrılmaya hazır olmaları kararlı ve tutarlı olmalarını kolaylaştıracaktır.Rutinlere bağlı kalınması, her gün benzer saatlerde okula bırakılıp alınması süreç içerisinde çocuk için de normalleşmeye başlayacaktır.
Ebeveynlerin okula devam sürecinde güven verici davranışlarsergilemesi, sözlerinde tutarlı olması çocukların güven duygusunun gelişip pekişmesi için önemlidir. Örneğin, ebeveynin “Seni saat 16:00’da okuldan alacağım” dediğinde, çocuğu tam vaktinde çocuğu okuldan alması gibi. Böylece çocuk zamanı henüz tam kavrayamamış olsa bile vakti geldiğinde okuldan ayrılacağını bilecek ve kendini güvende hissedecektir. Bu süreçte çocuklara açıklamalarda olumsuz cevapların kolaylıkla alınabileceği sorulardan kaçınılması gerekmektedir. Örneğin: “Bu gün okula gideceksin değil mi?” “Okulda bu gün sıkıldın mı?” “Okulu seviyor musun?” vb gibi. Bu tarzdaki soruların yanıtının alışma sürecinin ilk haftalarında net bir cevabı olmayabilir. Çocuklara alışmaları için zaman vermek ve sabırlı olmak gerekmektedir. Bunların yerine aşırıya ve tekrara kaçmadan keyif aldığı anların vurgusu yapılabilir. Örneğin “Bu gün bahçede vakit geçirmişsiniz, eğlenmiş olmalısın” gibi. Bu konuda okul yönetimi veya öğretmenlerden destek alınabilir, çocuğunuzun gün içerisinde nasıl vakit geçirdiğini öğrenebilirsiniz.
Çocuğunuz okulla ilgili size sorular yönelttiğinde soruları mutlaka sabırla yanıtlamalısınız, ancak cevaplarınız kısa, net, açıklayıcı ve yaş özelliklerine uygun olmalıdır. Kafa karıştırıcı olan yanıtlar yeni sorular doğuracak ve bu durum sizi zor durumda bırakacaktır.Burada unutulmaması gereken detaylardan bir tanesi okul ile ilgili sorulan soruları yanıtlarken bu durumun dikkat çekme unsuru kullanılmasına veya çocuk için kazanıma dönüşmesinin önüne geçmektir. Çocuğunuz aynı soruları sürekli sormaya devam ediyor ve siz bu soruları yeterince açık ve net şekilde yanıtladığınıza eminseniz, bu durum çocuğunuzun süreci iyi niyetli olarak kullanmaya başladığını gösterir. Böyle bir durumda sakin bir dille “Bu konu ile ilgili birkaç defa konuşmuştuk, sen artık bu konuda ne yapacağını çok iyi öğrendin”mesajı verilerek tekrardan kaçınılmalıdır.
Çocuklar okul konusunda kaygılıysa ve okuldan korkuyorsa bu konunun sürekli gündemde olmamasına dikkat edilmelidir. Başlangıç dönemlerindeki korku veya kaygı yeni bir ortamın deneyimlenmesinden kaynaklanmaktadır, normaldir. Çocuklar okula devam ettikçe korku ya da kaygı zamanla azalacak ve okula devam etme zamanla normalleşecektir. Ancak ev ortamında bu konunun sıklıkla konuşulması kaygının tetiklenmesine neden olacaktır. Anne ve babalar bu konudaki yorumlarını ve endişelerini çocuklarının bulunmadığı ortamlarda konuşmalıdır. Bu konuşmaların okul ortamında da hassasiyetle sürdürülmesi, çocukla ilgili konuşmalarda çocuğun bulunmadığı zamanlarda gerçekleşmesi gerekmektedir.
Vedaların hızlı yapılması… Bu konu anne babaların belki de en çok zorlandığı alanlardan biri. Çocuğu okula bırakırken güvensizlik duygusunun çocuğa aşılanmaması ve okula bırakılma anlarının dramatik sahnelere dönüşmemesi gerekmektedir. Bu konu anne ve babaların dirençli olması gerektiği anlardan biridir. Eğer en değerli varlığınızı teslim ettiğiniz kuruma olası bir güvensizliğiniz var ise öncelikle bu konudaki sorunların çözümlenmesi gerekmektedir. Sözel olmayan yollarla bu güvensizliğin çocuğunuza aşılanacağını ve okul adaptasyonuna olumsuz katkılarının olacağını unutmamak gerekmektedir. Her ne kadar sizin duygusal ve zor bir an olsa dahi çocuğunuzun sürecini etkilememek adına bu ayrılma anlarının kısa tutulması herkes için çok daha sağlıklı olacaktır.
Okul adaptasyonunun bir süreç olduğunu unutmamamız gerekmektedir. Her çocuk için bu süreç farklı uzunlukta veya farklı yoğunlukta yaşanabilmektedir. Önemli olan her çocuğun ihtiyacı olan desteği ve zamanı onlara sağlamaktır.

Uzman Psikolog Emine KAYA BİCAN

Paylaşın:

Etiketler:

Sayfa Yorumları (0)
  • ...

Yorum Ekleyin