Paylaşmak Zorunda Mıyız?

Paylaşmak Zorunda Mıyız?
Oyuncağı, yiyeceği veya giysiyi bir diğer kişi ile paylaşma günlük hayatta sıklıkla rastlanan, hatta bazı zamanlarda krizlere yol açabilen bir durum. Hele ki işin içinde başka insanlar da varsa bu kriz anları anne babalar için gergin dakikalara yol açabiliyor…
Paylaşmak elbette çok güzel bir olgu, zaman zaman teşvik edilip hatırlatılması bu bağlamda çok da güzel olacaktır. Fakat paylaşmamın bir zorunluluk olarak dayatılmasının bir takım olumsuz sonuçları da olabilmektedir.
 
Çocuk paylaşmayı istemiyorsa onu zorlamanın bir sakıncası olabilir mi?
Belki de en önemlisi ve bu paylaşımda benim üzerinde durmak istediğim kısım  istemediği durumlarda itiraz edebilme, ve hayır diyebilmeyi örselemek…
 
“Hayır!” diyebilmeyi çocuklara öğretmenin onları korumak adına çok önemli olduğunu artık hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu beceriyi geliştirebilmek, kendisine ait her şeyde kendi iradi kararını verebilmesi hususunda özenli olmayı gerektiriyor. 
İstemediği halde paylaşmak zorunda hisseden çocuklar olası tehlikelerden kendilerini koruma konusunda da çaresiz hissedebilmektedirler. Bu durum bir zorbalık karşısında ya da istismar gibi durumlarda da gözlenlenebilmektedir. Örneğin zorbalık durumunda kurban olan bir çocuk kendisine ait olanı paylaşmak zorunda hissedebilir veya zorba olan bir çocuk paylaşma zorundasın diyerek karşı taraftaki akranını zorlayabilir…
 
Ayrıca çocukların kendi vücut bütünlüğünü koruyabilmesi için de bu durum oldukça önem arz etmektedir. “Paylaşmak zorunda” hisseden çocukların, vücudu konusunda da herhangi bir söz hakkı olmadığı fikrine kapılabilme ihtimali bulunmaktadır. Böylesi bir durumda çocuk olası bir tehlikede “hayır” diyemeyebilir, “zorunda” olduğu için çaresiz hissedebilir…
 
Peki neler yapılabilir?
 
En ama en önemlisi çocuğa fikrini sormaktır. “Paylaşmayı ister misin?” sorusunu sormak çocuğa bu durumu değerlendirme fırsatı sunmak kendisiyle ilgili bir konuda söz hakkı olduğunu hissettirecek ve bu durum benlik gelişimine de olumlu katkılar sağlayacaktır.
Özellikle benmerkezci dönemdeki çocuklar paylaşma konusunda zorlanacaktır. Bu durumda bir zorunlulukmuş gibi ifade etmek yerine alternatifler sunabiliriz. Alternatif sunmak pek çok durumda oldukça işlevsel olabilmektedir.
Paylaşma durumunu somutlaştırmak, paylaşmanın geçiciliğini veya kalıcılığını çocuğun anlayacağı dilde açıklamak da bir alternatif olabilir. Makul bir açıklama bazı çocuklar için yeterli olabiliyor.
 
Ve bazen yetişkinler, anne-babalar olarak paylaşmayı önerdiğimizde cevabın “HAYIR” olabileceğini kendimize hatırlatabiliriz. Bu bazen sosyal ortamlarda etrafımız başka insanlarla çevriliyken zorlayıcı olsa dahi paylaşma kararını çocuğun kendisinin vermesi gerekmektedir…
Uzm. Psk. Emine KAYA BİCAN
Paylaşın:

Etiketler:

Sayfa Yorumları (0)
  • ...

Yorum Ekleyin